Tatil etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Tatil etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

23 Ekim 2012 Salı

Yaz Bitti


Bu zamana kadar havaların güzel gitmesinden yazın bittiğini inkar etmek boşuna.Tıpkı bugünkü gibi gri günler bizi bekliyor artık. Bu bayram sezonu kapatmaya giderken bütün yaz boyunca objektife takılanlar geçirdiğimiz bütün yazın özeti.





@Değirmendere













@Kaş




@Altınova




@Tekirdağ




8 Ekim 2010 Cuma

Roma Tatili-Bölüm -2




Roma yeme içme konusunda hiç sıkıntı çekmeyeceğimiz yerlerin başında gelir herhalde. Adamların mutfağı hem zengin hem de bizimkine çok yakın olduğundan çok fazla turistik olmayan yerlerin dışında nerede yense memnun bir şekilde masadan kalkılır diye düşünüyorum.


Öncelikle herkes tarafından da bilineceğini düşündüğüm küçük tüyolar ,

* Her taraftaki çeşmelerden akan su içiliyor ,lezzeti fena değil...

* Fırınlarda ,süper marketlerde ayak üstü atıştırabileceğiniz dilim pizzalar satılıyor.

*Eğer bizim gibi peynir,kurutulmuş porcini vb. şeyler almayı düşünüyorsanız kesinlikle yerel pazarlardan (bunlardan biri Campo De Fiori olabilir ) ya da süpermarketlerden yapın .Havaalanında aynı şeyi en az çarpı 2 ile satıyorlar .


Romada kaldığımız üç gün boyunca öğlen yemeklerini bir gün Piazza Navona'da bir gün Vatikan yakınlarında diğer günde İspanyol merdivenlerinin orada küçük sevimli restoranlarda yedik .Özünde hepsi lezzetli idi.




 Ama akılda kalanlar akşam seçimlerimizdi .

İlk gün yine Piazza Navona yakınındaki Cul de Sac oldu .Burası eski ve küçücük bir şarap evi. Küçük olmasına rağmen insanların masada oturabilmek için dakikalarca bekleyip ayakta şaraplarını yudumlamaları Romalılar tarafındanda sevilen bir yer olduğunuzu bize kanıtladı. Roma 'da içitiğimiz en güzel şarap bence buradakiydi. Podere La borla -Oltrepo pavese 2006 yanında da güzel bir peynir tabağı ve balık carpaccio ..


İkinci gün kankinin de tavsiye ettiği Da Vincenzo mezeleri konusunda süperdi.Yediğimiz tatlar halen hafızalarda. Yanında da bir şişe Lazio bölgesinden Fontouna Candida Togale Merlot ..



Son gün ise süper başlangıçlarının olduğu Taverna Angelica yanında da Leonardo Morellino di Scansano .Taverna Angelica yanlış hatırlamıyorsam bir kaç kerede yılın restoranı dalında da ödül almış ..

Gurme dostlarına tavsiye edilir...

6 Ekim 2010 Çarşamba

Roma Tatili - Bölüm 1

Gezme tozma programlarımızın sonuncu durağı olan Roma aslında ilk planlananıydı. Kışın işe girmeden önce ayarlanıp iş sayesinde patlayan İtalya turumuzla akılda kalmış ,bu sene izin alamazsam ana fikriyle de şeker bayramına aylar öncesinden ayarlanmıştı tarafımızdan.
Roma seyahati gerçektente farklıydı benim için .Hani bilmediğim bir şehri gezip keşfetmek kolaydıda bu kadar kısa sürede olacak mıydı bilmiyordum. Hele bu şehir Roma kadar turistik bir şehirse..
Tatilimizi bir tura bağlı olarak geçirmek istemediğimizden uçak bileti ve otel rezervasyonlarını kendimiz hallettik .İyiki de öyle yapmışız .Hem tura vereceğimizden daha ekonomik hallettik hem de hiç kimseye bağlı kalmadık. Otelin yerini biraz acemi olarak şehrin merkezi Termini'den uzakta seçmisiz.Bu seçim bize sabahları dışarı çıktığımızda okula giden İtalyan bebeleriyle karşılaşmak ve şehrin gerçek atmosferini tatmak olarak geri döndü.

Otelimize ulaşırken otobüsle yaptığımız şehir turları da cabası.
Roma ile ilgili olarak gidilecek yerleri tek tek anlatmaya gerek yok ."Best attractions" herkes biliyor ya da bir şekilde öğrenebiliyor tabi ki ..
Bizde gidilmesi gereken yerleri mükemmel anlatımı olan kutsal kitap elimizde sırasıyla gezdik. Collesium,Roman Forum ,Vatikan ,Trevi Çeşmesi,İspanyol merdivenleri,Pantheon,Parlemento binası ve birbirinden güzel meydanları ...
Birde kankinin verdiği çok önemli iki tüyo sayesinde en az 3-4 saat kazanmış olmanın verdiği rahatlıkla keyif yaptığımız mekanların sayısını arttırdık .Seyahatin sonunda değmeyin keyfimize..
Bu tüyolardan birincisi Roma Pass ,bu şehir kartıyla 3 gün boyunca bütün toplu taşıma araçlarını ücretsiz ve sınırsız olarak kullanabiliyor ,iki müzeyi de bedava gezebiliyorsunuz. Bu müze listesine Collesium ve Roma Forumu da dahil olduğundan, buradaki o devasa kuyruklardan kurtularak 2 dakikada içeri giriyorsunuz.


İkincisi ise Vatikan müzesine rezervasyon yoluyla internetten bilet almak. Gelsin 2 saat daha fazladan başka yerde keyif yapmak.Müthiş birşey .Size verilen saatte gidiyorsunuz görevlinin beklediği köşeye toplamda 10 dakikada içeri giriyorsunuz.


Yeme &İçme mekanları Bölüm 2'de inşallah kısa zamanda ..

27 Eylül 2010 Pazartesi

Bozcaada 2010 ..

Eğer izin alamazsam diye taa yaz başında ayarlanan 3 günlük bir tatil programıydı Bozcaada.
Üzerinden 1 ay geçince çok detaylı birşey yazamıyor insan ..

Bozcaada diyarından kısa notlar ;


Bozcaada'ya yine git .Ama ne olursa olsun bu bayram, resmi tatil vs. (ki biz 30 Ağustos'ta gittik :)) ) zamanında olmasın. Yoksa feribot sırasında bekler bekler durursun ..
Lodos Restoran'da mutlaka yer ayırt .Yer ayırt ki boş masamız malesef yok dediklerinde belki şansımız olur diye deli gibi dolanıp durma ..

O güzelim sokaklarda dolaş fotoğraf çek, çek ,çek ....
Seneye ya da daha sonra gittiğinde şarap içebileceğin güzel mekanların artması için dua et..

Yanında getirebiliyorsan bir şemsiye ,ikide şöyle katlanabileninden sezlong kap. Birbirinden güzel koylar seni bekliyor..
O kasa kasa üzümlerden mutlaka eve götür ,üzümlerin yanında da tabi ki biraz Vasilaki, biraz Karalahna ,biraz Kuntra biraz da Alicante ..
Bu yaz geçen Bozcaada tatilinin keyfini unutma ..

22 Eylül 2010 Çarşamba

Süper Bir Tatil Part 2- Alaçatı

Kaşta geçen muhteşem 5 günün ardından sabahın ilk ışıklarında Alaçatıya doğru yola çıktık.Son üç günü Alaçatıya ayırmak yazın başından beri aklımızdaydı.
Kaş'a göre tatilin Alaçatı kısmı daha çok spontan gelişti. İşin sadece nerede kalınacak kısmına buradan ve buradan detaylı inceleme yapıldı .Son karar ismide fotoğrafları da sevimli olan Kırmızı Ardıç Kuşu oldu .Sonuç olarak merkezi olması ve kahvaltı olayı geçer not aldı tarafımızdan..
Tatilin Alaçatı kısmından akılda kalanlar,

Yeme &İçme konusunda önceden istekli olsam da sonradan belirli bir liste yapmamaya karar verdim. Zaten midye dolma&süt mısır&İmren'in sakızlı dondurması derken çok detaylı yemek yemeğede hal kalmadı .
Deniz olayı Çark Plajı-Aya Yorgi Babylon-Altınkum üçlemesi olarak tamamlandı. Kaş'ın sıcaklığı mükemmel olan denizinden sonra ben buralarda dondum.O pırıl pırıl denizlere girmemle çıkmam bir oldu. Ama yinede püfür püfür esen kumsallarda keyif yapmak iyi geldi.
Senelerdir gidilmeyen Oldies But Goldies ile kurtlar döküldü.Gece sonunda yürümekle ilgili problemlerim vardı .Hoplayıp zıplayacağın yere seçeceğin ayakkabıyla ilgili yanlış karar alırsan olacağı bu tabi :))
Çeşme Marinaya hayran kalındı.Seneye mutlaka oralardaki mekanlarda bir akşam yemek keyfi yapılmalı..

Pazar sabahı Alaçatıda tatil maddesinede bir tik atılarak mutlu messut eve dönüldü..

13 Eylül 2010 Pazartesi

Süper bir tatil Part -1 Kaş ve Çevresi


Geçikmiş bir post;
Alırmıyım alamazmıyım diye geçen haftaların sonunda aniden gerçekleşen bir durgunluk haftasında izni kopardım işten. Hemen planlar hazırlıklar yapıldı kalınacak yerlerle ilgili araştırmalar yapıldıktan sonra toplamda 2.375 km 'lik yol aldığımız tatilimizin birinci bölümüne başlandı .

Kaş. Senelerdir gitmek için hayalini kurduğum bir yerdi. Çok iyi bir zamanlamayla son yıllarda geçirdiğim en güzel tatillerden biri oldu herhalde.
Kaş ve çevresi ile ilgili tüyolar Food and Travel'dan ve sevgili Dilara'nın yazdıklarından deftere not edildi. Şehir merkezi mi yarımada mı diye hafta boyunca yaşanan gelgitlerden sonra temiz ve mütevazi olan burada rezervasyon işlemimizi yaptık.Tatilin sonunda da memnun bir şekilde otelimizden ayrıldık .Otele oda kahvaltı konseptinde baktığımızdan olacak, ufak tefek eksiklikler gözümüze batmadı aslında. Otelin En güzel yanı ise sessiz sakin pırıl pırıl mavi bayraklı özel plajı idi.
Kaş ile ilgili izlenimlerden kısa notlar ,
*Diğer tatil yörelerine göre bozulmamış olması süper.
*Müzik ah müzik .Herhalde bizi en çok şaşırtan, mest eden kısım bu oldu .Lokantasından ,barına en küçük mekanına kadar heryerde çalan müzik harikaydı. Hele tekne turu araştırmalarımızda kaptanın" Kaş'ta bangır bangır müzik olmaz biz burada blues ,rock çalarız "demesi ayrı bir dumur konusu oldu. Tekne turumuzda gerçektende Dire Stairs ile Sting'le gerçekleşince bir kez daha helal olsun dedik Kaş ahalisine.
*Tatil boyunca Sangriaya doyduk. Hideaway'de güzel müzik eşliğinde birkaç akşam baş içeçeğimiz oldu.




* Yeme &İçme kısmıda en zevk alarak yemek yediğimiz yer Spaghetticiydi. O spagettilerin porsiyonlarının büyüklüğü ,lezzeti .Sahibinin hoş sohbetinde öğrendik ki kardeşi italya'da eğitim almış ,bir ara İstanbul'da da mekan açmışlar ama olmamış.Sonrada biz evimizde yolumuza daha iyi devam ederiz demişler .İyiki de yapmışlar..
*Yeme &içme kısmında birde yüzyılın kazığı geldi başımıza bu arada. Hem de dost tescilli kazığı.Benim selamımı söyleyin ,mutlaka gidin süper diye bir abimize ayıp olmasın diye gidilen Mercan restaurant bize yol,su elektrik olarak geri döndü. Son ayların en kabarık hesabını burada da ödedik herhalde .Öyle çokta abartı yemedik yani.




Kaş ve çevresinin denizine gelince ,
*Kekova ve çevresini daha önce de mavi turla gezmiştim ama bu seferki başkaydı .Kekova'da kaya mezarları ve manzarası güneşin alnında da olsa görülmeye değerdi.
*Saklıkent ,Benim gibi adrenalin düşmanı birini bile mest etti. Ah adım atamadığım son kaya varya bir dahikine daha donanımlı olacağım demek isterdim:))




*Kaputaş plajı ,Çocukluğumdan bir günü geri getirdi bana .Dalgalar arasında zaman nasıl geçti anlamadık sevgiliyle:))
*Patara Plajı, Gördüğüm en uzun sahildi herhalde. Ama sıcaktan o kadar bunaldım ki o gün Pataraya gelmemizle çıkmamız bir oldu. Dağılmış halim Kalkanda da devam edince Kalkan keşfi başka bir tatile kaldı .



Akılda kalanlar bir dahaki tatilde yapılacaklar ,
*Bahçe'de yemek .
*Meis adasına gitmek .Ah Schengen ah bu senede kalkmamıştı. Gerçi şimdi vizem var ama neye yarar. Seneye inşallah :))

23 Ağustos 2010 Pazartesi

2.375km..

İstanbul-Gebze-Derince-Pamukova-Bilecik-Bozüyük-Afyon-Kütahya-Burdur-Korkuteli-Elmalı-KAŞ-Kalkan-Fethiye-Dalaman-Ortaca-Köyceğiz-Muğla-Yatağan-Çine-Aydın-İzmir-ALAÇATI-Çeşme-İzmir-Manisa-Akhisar-Balıkesir-Susurluk-Bursa-Yalova-Gebze-İstanbul


Evden çıkış ,eve varış tam 2.375 km. Tatil Bölüm -1 bitti. Ayrıntılar yakın zamanda..

25 Eylül 2009 Cuma

Kapadım geldim


Bugün itibariyle Ayvalık yazlık 2009 sezonunu kapamış bulunuyorum. Hiç Eylül sonu oralara gitmediğimden oralar daha sakin olur nasılsa diye kafamda birkaç yeni şey yapmak vardı. Hani vakitte varya ama nerde .Daha önce annemlerin burda bayramlar daha bayram gibi oluyor söylemlerine kulak asmalıymışım .Zira bendeniz neredeyse bayramda neler yapılırı sadece telefonlaşmak olarak son bir kaç yıldır yaşadığımdan tam bir şoka uğradım orada. Bizim sitenin sakinleri sağolsunlar nerde o eski bayramların hakkını verdiler :)) .Bayram bitti bizim iadeyi ziyaretler bitmedi.Ama son gün artık gelen gelsin diye resti çekince ancak atabilik kendimizi annemle Ayvalığa oradan da Cunda'ya ...

Klasik Cunda ritüellerim tarafımdan yapıldı .O gün deniz o kadar durgundu ki sakızlı kahvenin hiç bitmesini istemedim. Masanın altındaki kediler bile keyfimi bozamadı. Gerçi artık alıştım malum sandelyenin altında usluca yatan bir kedi beni rahatsız etmiyor .Büyük gelişme büyük..



Ama bu sefer değirmene doğru çıkarken rotayı değiştirdik dar ve dik sokaklarda uzun uzun dolaştık.Elden geçmesi gereken o güzelim rum evlerine iç geçirdik aralarına bizim sonradan kondurduğumuz zevksizlik abidelerine de gerekli özlü sözleri söyledik.Yine birkaç güzel bakımlı ev keşfetmedik değil bu yeni rotada..


Ama en güzel görüntüler her halde her yerde karşımıza çıkan kırmızı kırmızı nar ağaçlarıydı .Eğer son gün bizim sitedeki ağaçtan koparıp yemeseydim bir tane kesin aklımda kalacaklardı.

Yine bol oksijenli ,uykulu ve keyifli bir hafta geçirdim .Seneye yapılacaklar listesini birkez daha sesli bir şekilde üstünden geçerek dükkana döndüm :))


24 Temmuz 2009 Cuma

Bir Bozcaada Günü

Ada olayına her zaman bayılmışımdır .Bozcaada’ya da senelerdir bir türlü planları oturtup gideyemeşimden ayrı bir merağım ilgim vardı. Her sene kankiyle bu sene artık gidelim diye konuşulur durur ama bir türlü gerçekleşemezdi .Kısmet bu seneyeymiş

Gerçi bu seneki konsept benim kafamda belirlediğimden tamamen farklıydı. Zira yaş ortalaması oldukça genç olan !! tontiş site sakinlerimiz ile birlikte aile saadeti içinde küçük bir otobüsle o durak senin bu durak benim 3,5 saatte günübirlik bir tur ile gittik Bozcaadaya

Ama nasıl bir tur, yoğunlaştırlmış Bozcaada turu. Kahvaltı eşliğinde Bozcaada feribotunu bekleyerek başlayan turumuz ,benimde ilk defa tattığım adanın meşhur domates reçelinin yapıldığı yerel bir fabrikadan kekiklerle kaplı yollardan geçerek Ayazma koyuna,oradan Rüzgar santraline,sonrada neredeyse bütün şaraplarını tattığımız ve birkaç çeşitte evde keyif için aldığımız Talay Şarap fabrikasını ve eski rum evlerinin bulunduğu sokakları gezmekle bitti.

Gezinin tontiş teyze ve amcalarının kanımca pekte anlatım yeteneği olmayan tur rehberini büyük bir ciddiyeyle dinlemelerini izlemek ayrı bir keyifliydi. Helede alışverişler sırasında beni görevli ilan edip özellikle benim seçim ve önerimle alışveriş yapmaları .Umarım şaraplardan memnun kalırlar :))



Günün sonunda açıkcası kafamda hayal ettiğim gibi geçiremedim Bozcaadada ama bunun en büyük sebebi bence tura bağlı olmaktan ve turun yemek için seçtiği yanlış seçimlerden kaynaklandı. Ama yinede hoş sohbetlerin yapıldığı sevimli bir geziydi.Bağbozumu zamanında arkadaşlarla haftasonu geçirebilecek mekanları gözüme kestirdim bir dahaki sefer için .Bir sonraki kesin daha keyifli olacak .

23 Temmuz 2009 Perşembe

Cundam Benim..

Bendeki Cunda Adası sevdası bizimkilerin beş yıl önce oy birliği ile Altınovadaki yazlığı almamızla başlar. Altınova sahil kasabası diğer popüler tatil beldelerine göre durağan ama sakin şekilde kafa dinleyip tatil yapmak için biçilmiş kaftandır.

Ayvalığın her köşesinden gurme lezzetler fışkırır. Eski rum evlerinin( özelliklede Çamlık bölgesindeki ) herbiri hayalller kurdurur .Ama Cunda Adasının yeri çok başkadır benim için. Oraya her sene gidişimde ayrı bir mutlu olurum .Aynı rotada dolansamda ilk defa görmüşüm gibi gelir . Ve Aynı tatları tatsamda benim için her zaman bir öncekinden daha lezzetli ..

İşte benim her seneki fiks Cunda keyiflerim ..

Bay Nihatta yemek yemek ;Yazlığa yerleştiğimiz ilk sene internetten keşfetmiştim ben bu nefis restoranı.Ondan sonra yıllar geçtikte bir sürü Gurme yazısında göründü . Hangisini seçeğinizi bilemiyeceğiniz mezeleriyle ünlendikçe ünlendi .

Şimdiye kadar bir iki kadeh eşliğinde mezelerden başka birşey yiyemedim ben.Zaten ana yemek olarak balığada gerek yok bence .Mezelerin hepsi birbirinden lezzetli. Her seferinde meze dolabının önünde seçim yaparken dakikalar harcıyorum .

Cundada yemek deyince tek geçerim .

Taksiyarhis Kilisesinin önünden geçmek , Restorasyon işlemi bu senede bitmemiş . Her sene girişinde kapıda resimimi çektirmek bir gelenek oldu benim için. 2009 pozumuda verdim :))

Taş Kahvede Türk kahvesi sakızlı lokmalar eşliğinde denizin dibinde oturmak

Değirmene (Necdet Kent Kütüphanesi) çıkmak ,2007 yılında Rahmi Koç Müzecilik ve Kültür Vakfı tarafından restore edilen bu eski Şapel Adanın panaromik manzarasını seyretmek için birebir .Genelde akşam üzeri gittiğimizden bir türlü içini gezemedim ama sadece manzarası için bile dik arnavut kaldırımları üşenmeden çıkılmalı


Ve tabi Eski Rum evleri arasında dolanmak fotoğraf tutkunları Cunda sadece sahil şeridinden ibaret değil dar ve dik sokaklar sizi bekliyor .Her sene bir yenisi kendini butik otel olarak yeniliyor bu arada ..

Buda Değirmenden panaromik bir görünüm .

22 Temmuz 2009 Çarşamba

İyi Geldi..


Şöyle bir süreliğine İstanbuldan uzaklaşıp kafa dinlemek,

Bahçeden tazecik domates,biber ve salatalıkları kopartıp leziz zeytinyağını da ekleyip güzel kahvaltılar yapmak,

Karşı yakadan komşuyu dinleyip sanki oradaymış gibi hissetmek ,

Mütemadiyen bahçedeki ağaçlardan kayısı yemek ve evdeki kayısı imalatları hakkında eşle dostla geleneksel sohbetleri yapmak ,

Deniz,kum ,güneş ,yaymak yaymak yaymak, full time siesta,
Altınova malikesinde aile ile geçen günler ..