13 Eylül 2010 Pazartesi

Süper bir tatil Part -1 Kaş ve Çevresi


Geçikmiş bir post;
Alırmıyım alamazmıyım diye geçen haftaların sonunda aniden gerçekleşen bir durgunluk haftasında izni kopardım işten. Hemen planlar hazırlıklar yapıldı kalınacak yerlerle ilgili araştırmalar yapıldıktan sonra toplamda 2.375 km 'lik yol aldığımız tatilimizin birinci bölümüne başlandı .

Kaş. Senelerdir gitmek için hayalini kurduğum bir yerdi. Çok iyi bir zamanlamayla son yıllarda geçirdiğim en güzel tatillerden biri oldu herhalde.
Kaş ve çevresi ile ilgili tüyolar Food and Travel'dan ve sevgili Dilara'nın yazdıklarından deftere not edildi. Şehir merkezi mi yarımada mı diye hafta boyunca yaşanan gelgitlerden sonra temiz ve mütevazi olan burada rezervasyon işlemimizi yaptık.Tatilin sonunda da memnun bir şekilde otelimizden ayrıldık .Otele oda kahvaltı konseptinde baktığımızdan olacak, ufak tefek eksiklikler gözümüze batmadı aslında. Otelin En güzel yanı ise sessiz sakin pırıl pırıl mavi bayraklı özel plajı idi.
Kaş ile ilgili izlenimlerden kısa notlar ,
*Diğer tatil yörelerine göre bozulmamış olması süper.
*Müzik ah müzik .Herhalde bizi en çok şaşırtan, mest eden kısım bu oldu .Lokantasından ,barına en küçük mekanına kadar heryerde çalan müzik harikaydı. Hele tekne turu araştırmalarımızda kaptanın" Kaş'ta bangır bangır müzik olmaz biz burada blues ,rock çalarız "demesi ayrı bir dumur konusu oldu. Tekne turumuzda gerçektende Dire Stairs ile Sting'le gerçekleşince bir kez daha helal olsun dedik Kaş ahalisine.
*Tatil boyunca Sangriaya doyduk. Hideaway'de güzel müzik eşliğinde birkaç akşam baş içeçeğimiz oldu.




* Yeme &İçme kısmıda en zevk alarak yemek yediğimiz yer Spaghetticiydi. O spagettilerin porsiyonlarının büyüklüğü ,lezzeti .Sahibinin hoş sohbetinde öğrendik ki kardeşi italya'da eğitim almış ,bir ara İstanbul'da da mekan açmışlar ama olmamış.Sonrada biz evimizde yolumuza daha iyi devam ederiz demişler .İyiki de yapmışlar..
*Yeme &içme kısmında birde yüzyılın kazığı geldi başımıza bu arada. Hem de dost tescilli kazığı.Benim selamımı söyleyin ,mutlaka gidin süper diye bir abimize ayıp olmasın diye gidilen Mercan restaurant bize yol,su elektrik olarak geri döndü. Son ayların en kabarık hesabını burada da ödedik herhalde .Öyle çokta abartı yemedik yani.




Kaş ve çevresinin denizine gelince ,
*Kekova ve çevresini daha önce de mavi turla gezmiştim ama bu seferki başkaydı .Kekova'da kaya mezarları ve manzarası güneşin alnında da olsa görülmeye değerdi.
*Saklıkent ,Benim gibi adrenalin düşmanı birini bile mest etti. Ah adım atamadığım son kaya varya bir dahikine daha donanımlı olacağım demek isterdim:))




*Kaputaş plajı ,Çocukluğumdan bir günü geri getirdi bana .Dalgalar arasında zaman nasıl geçti anlamadık sevgiliyle:))
*Patara Plajı, Gördüğüm en uzun sahildi herhalde. Ama sıcaktan o kadar bunaldım ki o gün Pataraya gelmemizle çıkmamız bir oldu. Dağılmış halim Kalkanda da devam edince Kalkan keşfi başka bir tatile kaldı .



Akılda kalanlar bir dahaki tatilde yapılacaklar ,
*Bahçe'de yemek .
*Meis adasına gitmek .Ah Schengen ah bu senede kalkmamıştı. Gerçi şimdi vizem var ama neye yarar. Seneye inşallah :))

Hiç yorum yok: