31 Mart 2009 Salı

İlk Çeyrek İcmal ..


Yılın ilk çeyreği ne çabukta geçti. Hiçbirşeyi anlamadan bir bakmışsın Nisan gelmiş...
Bu üç ayın değerlendirmesini yapacak olursam ;
Halen malesef iş bulamadım.Bir an önce şu krizin bitmesini rica ediyorum.Eskiden çömezsen iş bulamazdın şimdi tecrübeli olduğumuzdan :))
Senelerdir ağzımda gevelediğim spor ve rejim olayına başladım .Yaklaşık 20 gündürde gayet ciddi bir şekilde devam ediyorum .Havalarında düzelmesiyle kendime hep hayalini kurduğum tarihi yarım ada manzaralı terasın olabileceği evlere de bakıp iç geçirdiğim bir yürüyüş rotası belirledim. 30 ile 45 dk. yürüyüş arkasındanda evde spor. Bakalım ne kadar sürede istediğim kapasiteye ulaşacağım .
Film seyretme ,yeni müzisyenler keşfetme işi iyi gidiyorda nedense kitap okuyamıyorum. Elim gitmiyor bir türlü ve bu canımı biraz sıkıyor açıkcası .
Havaların düzelmesiylede İstanbulun açık havada tadını daha fazla çıkarmayı düşünüyorum hatta çok istiyorum. Evde yağmur seyretmekten gına geldi malum.
Durum budur..

27 Mart 2009 Cuma

Bugün..

Bu hafta pek bi verimsiz geçti. Şu anda gün içerisinde açmak ile açmamak arasında kendince mücadele veren havaya bakıyorum ve Küba Havana’da olmak istiyorum .
Çünkü orada bugün hava 32 °C .Evet BBC Weather yalan söylemez ..


Havana sahillerinde derinden Buena Vista Social Club çalsın ,elimde de Brezilya kökenli Caipirinha olsun ..



Hayal bu ya arkasında da bir sürü ballı pastayı götüriyim..

Şu rejim işi zorlamayamı başladı ne:)) Yok yok kesin kararlıyım devammm ..

İyi haftasonları..

22 Mart 2009 Pazar

Aylak Pazar..

Bu pazarda aylak aylak evde hiçbirşey yapmadan geçirdim. Gerçi dünün yorgunluğu ve etraftaki seçimler ile ilgili son miting çalışmalarından dolayı trafiğin felç olacağınıda bilmek sebeblerden sadece ikisi .Zaten pazar günü aylaklık için değildirde niyedir?

Neyse dünün yorgunlugu tamamen İstanbul Film Festivalinin bilet kuyruğunda beklediğim onca saatten dolayı .Birkaç senedir internetten aldığımdan biletleri açıkcası unutmuşum sıra olayını.Ama daha öncede dediğim hizmet bedeli vermemek için (Çünkü ekstra bir hizmetin bana verildiğini düşünmüyorum) hırs yapıp bu sene sıraya girip almaya kesin kararlıydım . Sabah gayet rahat biçimde 10da açılacak gişelere 9.30da gittim .Ama o anda bile kuyrukta bekleyen neredeyse bir yetmiş kişi vardı herhalde. Bu tip olaylarda insanın yalnız olmadığını hissetmesi güzel bir duyguda soğukta beklemek o kadar güzel değilmiş. Evet saat 9.30da geldiğim sıradan biletlerimi elime almama kadar geçen süre dört buçuk saat kadardı. Biletlerim tam 13.50de elimdeydi. Aslında gişedeki görevliler çok iyi bir hızda çalışıyorlardı ama bu seneki izleyici kitlesi pek bir sinema severdi herhalde .Benim bile o kadar boş vaktimin olmasına ve bir sürü bilet almama rağmen toplamda 25 biletime karşılık (Bu arada 3 kişinin bu biletler ) önümdeki iki arkadaşın 60 ve 80 sayılarına ulaşması gerçekten ağzı açık olarak seyredildi tarafımdan .Bütün mahalle toplanıp festivale gelecekler herhalde :)) .



Neyse şu andan biletlerimi almış olmamdan dolayı huzur içindeyim .İşte gideceğim diğer filmler .Absürdistan,Üstatlar Kahvesi,Rembrandt: İtham Ediyorum,Sonbahar,Pandoranın Kutusu,Tulpan,Kara Altından Altın Mikrofona,Nazım’ın Küba Seyahatı
Biraz çokmu olmuş acaba .Napıyım hafta içi ucuz tarifeyi kaçıramazdım .İşe girdiğimde iç çekeceğim günler uzak olamaz.:))

Birde diğer sinema haberi şu anda vizyonda olan U2 -3D şahaseri .Zaten U2 şahane ama şu 3D olayı ondanda şahane. Sanki sadece size söylüyor gibi Bonoyu burnunuzun dibinde seyretme keyfi müthiş .Hele filmden önce verilen üç boyutlu animasyon fragmanları aman Allahım .Bu üç boyut olayının bu kadar zevkli olacağını düşünmemiştim. Bundan sonra bütün üç boyutlu filmler tarafımdan sıkı takip edilecek .

20 Mart 2009 Cuma

Dersime Çalıştım Hazırım..

Bütün hafta boyunca bu senenin kitapçığı tarafımdan hatim edildi. Bu sene diğer senelere göre daha detaylı filmleri inceledim .Favori sitelerim IMDB ve Rotten Tomatoes'deki kritikler ile filmlerin resmi sitelerindeki fragmanları teker teker seyrettim . Bazen sadece kitapçığa bağlı kaldığında istediğin etkiyi alamıyorsun bence .Nede olsa sinema görsel bir sanat ve filmlerin hakkını vermek için görüntülerinide incelemek gerek .Hele de elimizde bu lebiderya imkanlar varken ...

Neyse yarın biletler satışa çıkıyor ve ben şu hizmet bedeli olayından dolayı hırs yaptım sinemanın önüne gideceğim ve bekleyip alacağım biletlerimi .Nasılsa vaktim var :))

Şu anda gitmeyi kesin istediğim filmler üç tane. Diğerleri de bu akşam masaya yatırılıp tekrar gözden geçirilecek ve bu seneki listeme eklenecek ..


2008 Zagrep En iyi Film Rumba



2008 Chicago En İyi Senaryo2008 İtalya David di Donatello Ödüllleri: En İyi Müzik; En İyi Şarkı; En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu (A. Gassman) Ödüllerini kazanan Caos Calmo



Almanların 2009 Oscar temsilcisi Der Baader Meinhof Komplex


19 Mart 2009 Perşembe

Yağma Yağmur...


Daha kaç kere daha söyliyeceğim bilmiyorum ama ben gerçekten yağmuru ,onun birlikte getirdiği çamuru ve bilumum soğuğu sevmiyorum .Yazın susuzluk problemi çekmiyeceğimiz bir gerçek ama geldiğimden beridir de durmadı be mubarek .Artık şu ne zaman biteceği belli olmayan boş günlerimde bahar havasını soluyup, kendimi dışarı atmak istiyorum ben İstanbulda ..

Hal bu haldeyken ben yine evde tıkılı kaldığımdan başladım eski fotoğraflara bakmaya ve vakit geçirmeye. Madem böyle hava bari daha önce burada sadece kısaca sözettiğim yerde Amsterdam'ı seyretseydim diye iç geçirmeye ..

Bugün orayı daha detaylı anlatmak istedi canım .Hani küçük bir Amsterdam tüyosu daha olsun diye.

Kafenin yeri aslında çok basit ve merkezi. Ama özellikle bilmeyen insanların aklına gelmediği ve hemen hemen hergün önünden geçilebilecek bir bölgede Kalverstraatta .Kalvertoren alışveriş merkezinin en üst katında Cafe &Brasserie Kalvertoren.

Bu alışveriş merkezini bulamamanıza imkan yok zira en büyük H&M lerden biride burada .Vleminckx patatesçisin olduğu sokağa bakanda ayrı bir girişi var.Yalnız cafeye merdivenler ile değil direk asansör ile çıkılıyor. Bundan dolayıda gözden kaçabiliyor. Kafeye girdikten sonrada size 360° Amsterdam 'ı keyifle seyretmek kalıyor. Yemekleride porsiyon ve fiyatlar bakımından başarılı. Yemek olayına girmeseniz bile mutlaka bir kahve içip bu keyfi çıkarmak gerekli derim..

Benim fotoğraf malesef o günkü hava koşulları ve makinadan dolayı pek başarılı değil ama buradan ve buradan daha detaylı kafeye ve muhteşem manzaraya ulaşabilirsiniz

12 Mart 2009 Perşembe

Türk kahvesi istiyorum mümkünse bu fincanlarla..


Kahvecimisiniz yoksa çayçı mı? Hani çayı her zaman severek içerim ama kahvenin yeri her zaman benim için ayrıdır. Her türlüsünü ayıla bayıla içerim. Çokta olmasa mutlaka günde bir kere onu yudumlamam gerekir .Eski iş yerimde belli bir saatim vardı onu geçirmeden mutlaka kendime koca bir mug kahve hazırlar o ilk yudumu almadanda kendimi ayılmış hissedemezdim.
Nescafe ,filtre kahve ,Cafe latteler ile keyif yaparken ben ,bu aralar eskiden sadece eğlencesine fal baktırmak için yudumladığım Türk kahvesine alıştım. Her gün büyük bir keyifle yanımda kimse olmasa bile kahvemi yapıp içiyorum .Hani güzel laflar uyduracak birinin yanındaysamda pek daha bir keyifli oluyor canım .Yok yok fallara kalmadım tabiki de: ))
Neyse bugün uzun zamandır yapmadığım Eminönü ziyaretini annem ile birlikte yapmaya karar verdik. Eve dönüş yolunda her Eminönü ziyaretinde yapılan tazecik kahve alışverişini yapmış Mısır çarşısından geçerken yukarıdaki kahve fincanlarını gördük. Geleneksel Osmanlı Kahve fincanları kendileri. Aslında modern çizgisi olan objeleri daha çok severim ama bunların renkleri beni benden aldı ve hoşuma gitti. Klasik bir Mısır Çarşısı sandığım dükkanın içine girdim ama meğersem öyle değilmiş Osmanlı tarihinden Cumhuriyet tarihine kadar bütün kahve fincanlarının el yapımı olarak yapıldığı ve dünyaca ünlü birçok kişiyede ulaştıran bir dükkanmış meğerse.İçeriği girdiğimizde bize kısa ve hoş bir sohbetle kahvenin ve kahve fincanlarının tarihçesini ,neyi ifade ettiğini ,nasıl ve hangi seramonilerle içildiği anlatan sahibiyle tanıştıktan sonra şimdi olmasada ileride mutlaka bu sevimli fincanlara sahip olmak istedim.
Daha önceden bu tip takımları rengarenk gördüğümde göze hoş göründüğü için böyle üretildiğini düşünürdüm ama toplamda 6 renk olan bu fincanların herbir rengi ayrı bir dönemi ifade ediyormuş .Benim favorim ise 17. y.y mercan kırmızısı .
Daha çok bilgi biraz daha tarih diyosanız buraya Galeri Set'e.Bu arada makinamı yanıma almadığımdan ancak onların sitesinden aldığım bu fotoyu koyabildim. Kendim de çekmek isterdim doğrusu ...

11 Mart 2009 Çarşamba

Festival Programı Açıklandı !!

Bu seneki Festival programı açıklandı .Cumartesiye kadar kitapçığı almayı bekleyemeyenler haydi İKSV sitesine. Bu senede klasikleşen hafta içi uygulaması var :)) .Bakalım hangi filmler listeme girecek..

10 Mart 2009 Salı

Hey Komşu Duydunmu U2 Turne Programını Açıklamış


Evet yeni albümün çıkmasıyla birlikte yakında yeni bir turnenin açıklanmasını bekliyorduk. Bugün gördüm.Programda tabiki yine Türkiye yok. Ah Bono ah. Bunu neden bize yapıyorsun olmaz ki ama .Turne programı burada .20 Temmuzda kardeş şehir Amsterdamda. Benim için loto toto tutmadığı sürece bir başka bahara kaldı malesef ama gidebilme olasılığı olanlar hadi kendinize bir şehir seçin ve satışa başladığı anda kapın biletleri :))

8 Mart 2009 Pazar

Daldan dala

Evet bir haftayıda kazasız belasız atlattım .Birşeylere konsantre olma olayını biraz düzene oturtmaya başladım sanki ama tam olmadı .Boşluktan evi bilmem kaçıncı kez düzenleme işine kalktım bilmiyorum. Zaten kesinlikle birşeyler ile oyalanmayı bırakmamalıyım. Azıcık miskinlik edip bıraktığım an kafamdaki düşünceler saçma sapan yüzeye çıkıyor çokta olmasa huzursuz etmeye başlıyor. Yok yok kötü durumda değilim ama eğer bir kapıp koy verirsem gelecek o eski günler ve ben bunu hiç istemiyorum .Ve buradada hiçbir şekilde olumsuz şeyler anlatmak istemiyorum. Yazdıkça okudukça bu blog bana pozitif enerji versin istiyorum .

Neyse işte haftanın özeti ;

Bir süredir ara verilen geleneksel akraba ziyaretleri bu hafta gerçekleştirildi.

Film seyretmeye tam gaz devam .Stoklarda halen hatırı sayılır sayıda film var. Onları bu sene kesin bitirmeliyim.Çünkü daha merak ettiğim bir sürü yeni filmde var. Bu haftaki duygusal film ihtiyacı The Prince of Tides ile ,kız filmi ile eğlenme ihtiyacı ise Confessions of a Shopaholic ile giderildi.

Evde kopmuş olan bütün kolyelerin tadilatlarını yapmaya başladım bu arada. Onlar bittikten sonrada evde olan tonlarca boncuğu eritip yeni birşeyler yapmam gerek. Bir aralar o kadar çok yapardımki .Gerçi tesbih gibi dizerdim ama olsun o bile eğlenceliydi yani unutmuşum .

C.tesi gecesi spontan bir şekilde gelişen gece gezmesinde uzun zamandır takılmadığım Kadiköy'e gittim .Her zaman mekanların sakinliğinden ve sıcaklığından sevmişimdir Kadiköy barlar sokağını .Ama bu aralar popülerliği artmış galiba .Yeni açılan bir mekanda güzel müzik dinleyelim dedik ama kalabalıktan giremedik iyimi .Her zaman gittiğimiz Kargada full olunca üçüncü mekanda ilk gördüğümüz yere attık kendimizi. Ardından güzel bir sohbet .
Yine de Kadiköy güzel yaa .

Bugünde evde aylaklık günü işte. Kanki tarafından verilen eğlenceli bir göreve başladım .
Bitirir bitirmez anlatacağım.

Ve son olarak iki gündür yemek olayını bayağı kontrol altına aldım bu arada ve ciddi bir şekilde rejim ve spor olayına başlıyorum .Öyle çok kilo fazlalığım yok ama senelerdir dilimde dolanır durur. Bakalım bu sefer başarı olabilecekmiyim.Hayırlısı:))

1 Mart 2009 Pazar

Gün sayıyorum ..

Her sene heyecanla beklediğim olaylarda İstanbul Jazz Festivalinden sonra ikinci sırayı alır İstanbul Film Festivali .Mart ayı gelince İKSV sitesi daha çok tıklanmaya başlanır ,o seneyle ilgili ilk basın bülteni yayınlandığında içe sevinç dolar,kitapçığın çıkış tarihi benim gibi festivali severek takip eden arkadaşlara tarafımdan duyrulur. Ve genelliklede ilk satış gününden kitapçık koşarak Emek ya da Reksten alınır. Zaten işin en zevkli kısmıda bundan sonra başlar benim için. Kitapçığa çalışmak bir bir filmleri okuyup beğendiklerimin derin araştırması yaparak,tarihlere göre seçimlere karar vermek çok zevklidir çok .

Rekor sayıda filmi geçen sene izledim ben .Bir günde 3 film bile vardı. Ama o günün sonu bayağı yorucu olmuştu bir daha yapabilirmiyim bilmiyorum :))

Evet nihayet İKSV tarafından ilk basın bülteni yayınlandı .Ve geri sayım başladı. Dahaİstanbul Film Festivali 2009 'a daha bir ay var ama program 10 Martta siteden açıklanıyor. O güzelim kitapçıkta 14 Martta satışta..

Mart ayında beklediğim ikinci olay ise Diana Krall'ın son albümü Quiet Nights .So Nice'dan The Boy From Ipenama'ya ,Walk On By'dan Este seu Olhar'a bir çok sevdiğim parçayı onun yorumuyla dinlemek çok zevkli olacak .Şimdilik Verve Music ve kendi sitesindeki küçük demolarla idare ediyorum .Zaten bu aralar buradada yazdığım gibi Brezilyalı müzizyenlere takmış haldeyim. Onun da bu albümünde Brezilya tınılarını yorumlaması şimdiden hoşuma gitti. Bu arada ön siparişler burada başlamış .Albüm ise 31'inde çıkıyor.