28 Aralık 2011 Çarşamba

İtalya Gezi Notları 8.Gün Cenova



Cinque Terre'den sonraki durağımız Cenova. Aslında tatilimizi planlarken sadece gece kalmak üzere düşünmüştük bu şehri. Cinque Terre'den ayrılıp Portofino'yu görecek, orada geçirdiğimiz saatlerden sonra Cenova'da kalıp sabahında Milano'ya geçecektik. Sırt çantalarımızın gün geçtikçe ağırlığının artmasından dolayı Portofino'yu bu şekilde gezmek gözümüzde büyüyünce direkt Cenova'ya geçmeye karar verdik.


Böyle bir durum karşısnda al sana çalışılmamış bir şehir daha :)). Allahtan kaldığımız otelin sevimli çalışanı bize şehri verdiği harita üzerinde detaylı bir şekilde anlattı. Böylece  gittiğimiz günün resmi tatil olmasına rağmen keyifli bir gün geçirdik Cenova'da.

Cenova'da kalınacaksa eğer merkez istasyon olan Genova P.Principe'ye yakın olmak önemli. Zira gayet güzel bir yürüyüş rotasıyla şehrin önemli noktalarını görmek mümkün. Cenova İtalya'nın önemli liman şehirlerinden. Porto Antico ve çevresi görülmesi gereken başlıca yerlerden. Burada isterseniz Acquario ve Nave Italia'yı gezebilirsiniz.

Ama bence en turistik olanı  Unesco Dünya kültürel miras listesinde olan, çoğunluğuda Garibaldi caddesinde bulunan binaları görmek.


Şehirde dolaşırken haftasonu olmamasına rağmen boşluğa anlam verememişken, 24 Haziran Aziz Yahya günü kutlamaları karşımıza çıkınca anladık ki bütün şehir buradaymış.Tabi bugünün hangi bayram olduğu dönüşte öğrenildi tarafımızdan.İstesek ayarlayamazdık hani.

 

Ve bizim için Cenova'nın en keyifli anı otelimizin tasviyesiyle akşam yemeğimizi yediğimiz Da Gaia.
Yolu cenovaya düşenlere şiddetle tavsiye edilir.

21 Aralık 2011 Çarşamba

İtalya Gezi Notları 7.gün Cinque Terre

İşte İtalya seyahatimizin en fazla görmek istenen bölgesine geldi sıra.

Cinque Terre Unesco tarafından kültürel miras listesiyle koruma altına alınmış, birbirleriyle ulaşımın tren ya da yürüyerek olduğu 5 adet köyden oluşan bir bölge.
İnsan Cinque Terre'ye varınca İtalya'ya gitmek için bir sebep daha diyip duruyor...


Cinque Terre'ye ulaşımın en kolay yolu tren. Bizim bir önceki durağımız Floransa olduğundan dolayı buraya La Spezia trenine binip gittik. La Spezia'ya vardığınızda ilk yapmanız gereken şey istasyondan bir Cinque Terre Card temin etmek. Tabi bizim gibi bir günden fazla burada kalacaksınız.



Gelelim Cinque Terre'ye. Biz konaklama için Vernazza'yı seçtik. Konaklama işi için özellikle bu bölgede önceden hazırlık yapmak gerekiyor. Kalacak yerlerin sayısı kısıtlı ve bildiğimiz internet rezervasyon siteleri aracılığıyla pek rezervasyon yapılmıyor. Önceden gözünüze kestirdiğiniz yerlerle mailleşmek şart. Çoğu bir gece konaklamaya sıcak bakmıyor. Yazın ortam  turist kaynadığından en az iki gün kalınmasını istiyorlar.

Cinque Terre Card 2 Days ile La Spezia-Levanto arası sınırsız tren seyahatiyleya da köyleri birbirine bağlayan yürüyüş patikalarında yürüyerek gezmek  mümkün.

Vernazza en sevdiğimiz köyü oldu bu bölgenin. Diğerlerine gelince...




Riamaggiore; Vernazza'dan sonra en popüler olan o. Manarola'ya geçiş yolu olan La Via dell'Amore'de en bilineni. Ve tabi en kolay yürüneni.

Manarola; Kısa yürüyüş etapını bitirdikten sonra bir kadeh Cinque Terre şarabıyla mola vermek için ideal.

Corniglia; En az turistik olanı. Dağın yamacında olduğundan tek plajı olmayanı. Oraya vardığınızda istasyondan yukarıya çıkmak sizi ürkütmesin çünkü yaklaşık 15 dakikada bir shuttle mevcut. Cinque Terre Card bunda da geçerli.



Monteresso ise denize girilen en büyük plajların olduğu diğerlerine göre sıradan.

Oralara gitmeden önce incelenmesi gereken çok faydalı sitede burada . Tık!!


7 Aralık 2011 Çarşamba

Nerde kalmıştık ...


Koşuşturmacalar bitti..
Düğün bitti..
Balayı bitti..
Şimdilerde tekrardan normal hayata dönülüyor..
Biraz tempo düştü evde keyif had safada...
Yarım kalan İtalya ardından balayı notları ise yavaş yavaş.

8 Ekim 2011 Cumartesi

Birazcık daha ara


İtalya maceramız yarım kaldı biliyorum ama annelerin deyimiyle "en mutlu gün" koşuşturmaları bitsin yarım kalanlar yenileriyle birlikte geri gelecek.

Birazcık daha ara..

19 Ağustos 2011 Cuma

İtalya Gezi Notları 6.Gün Floransa'dan Pisa -Siena



Eğer Floransa'da bir kaç gün kalıyorsanız günü birlik görebileceğiniz birçok şehir var. Bunlardan en bilenenleri de Pisa ile Siena olsa gerek. Biz Floransa'daki ikinci günümüzü bu iki şehire ayırdık.
Zaten Pisa'ya sadece Pisa kulesini görmek için gittik.Pisa'da Pisa kulesini görmekten başka amacınız yoksa size buraya dinlenmesiyle beraber bir saat ayırmak yetecektir.

Eğer tren değiştirmek istemiyorsanız (ki bu da çok vakit kaybı değil) Pisa Principle'de duran bir trene binmeniz daha faydalı olacaktır. Zira istasyondan kuleye ulaşmak yürüyerek 5 dakika.


Floransa'dan Siena'ya gitmek için tren ya da otobüs seçeneğiniz var.Ya da bizim gibi önce Pisa yapıp sonra dönüşte tren değiştirerek Siena'ya gidebilirsiniz.


Siena İstasyonundan şehir merkezine otobüsle ulaşmak en mantıklısı.Avrupa'nın en büyük meydanlarından biri olan Piazza Del Compo'ya varabilmek için Siena'nın dar sokaklarından yürümek ise çok keyifli.


Siena'da da öğle yemeği saatlerine dikkat etmekte yarar var. Özellikle bizim gibi fazla turistik olmayan yerlerde yemek yemek istiyorsanız. Yemeğimizi La Taverna Di Cecco'da siesta saatine yarım saat kala yiyebildik.Mekan bizim aradığımız kriterlere kesinlikle uyuyordu. Toskana bölgesinden seçtiğimiz Chianti ise bir o kadar başarılıydı.


Piazza Del Compo'ya varıp meydanda güzel bir kahve içtikten sonra Floransa'ya dönmek için doğru tren istasyonuna geçtik.


5 Ağustos 2011 Cuma

İtalya Gezi Notları 5.Gün Floransa



Herhalde doğru dürüst çalışmadan gittiğim ilk şehirdi Floransa. Dediğim gibi gündem değişince sadece otele gidiş-geliş, günlük otobüs bileti, görülmesi gereken meydanlar, ikinci gün yapacağımız günü birlik Pisa,Siena turu için tren bilgileri yazıldı benim kara kaplıya. Hiç bir detay yok. Hem zaten gezimizin ilk planında da bu sefer müze vb. şeyleri gezmeme kararı aldığımızdan, yine elimizde harita bıraktık kendimizi Floransa sokaklarına.

Floransa ve Toskana bölgesi zaten öyle bir iki günde bitecek yerler değil malum. En  ince ayrıntılar bir dahaki sefere merkezi Toskana olan bir İtalya turunda gezilecek taramızdan.


Şehrin görülmesi gereken meydanları doğru rotayı çizdiğinizde yürüyerek gezilecek mesafede.İlk başlangıç rotasını Piazza Del Duomo ile başlatıp sırasıyla Piazza Della Signoria ve Piazza Della Repubblica'yı izleyip Ponte Vecchio köprüsüne vardığınızda bile gördükleriniz size büyülemeye yetiyor.Floransa adeta bir açık hava müzesi.


Biz bu seferlik Uffizi koleksiyonu ile Galleria Dell'accedemia'yı ilerki zamana erteleyip, Duomo'nun önündeki ve etrafını çevreleyen kuyruğa giremedik bile.O muhteşem David heykelinin sadece replikasını görmekle yetindik.Gittiğimiz zaman tam yüksek sezona denk geldiğinden İtalya'nın diğer şehirlerinde de olduğu gibi etraf Amerikalı kaynıyordu. Hollywood'un İtalya'yı çok işlemesinden olsa gerek Amerikalılar İtalya'yı çok seviyorlar.


Akşam üstü güneşi batırmaca ise Piazzale Michelangelo'da oldu. Floransa'nın güzel panaromasını gün batımında izlemek ,Duomo'nun ne kadar büyük olduğunu görmek çok keyifliydi.



1 Ağustos 2011 Pazartesi

İtalya Gezi Notları 4.Gün Venedik


Venedik bu tatil rotamızda görmeyi en heyecanla beklediğim yerdi açıkçası. Tatilimizi ilk planladığımız sıralarda dileğimin gerçekleşebilmesi için gaza getirecek bütün aktiviteleri aradım durdum günlerce internette.


Sonra sevgili öyle bir sürpriz yaptı ki bir anda gündem değişti bütün İtalya çalışmaları yavaşladı :))

Bize de spontane bir şekilde Venedik’in sokakları arasında kaybolmak kaldı.


Venedik’e Marco Polo hava alanından ATVO otobüsleri ile yaklaşık 30 dk. bir ulaşabiliyorsunuz. En ekonomik ve hızlı yöntem. Ama eğer uzun vaktiniz varsa bu araçlarlada Venedik’e denizden ulaşmakta keyifli olabilir.



Bütün araçlar Piazzale Roma'da sizi bırakıyorlar ondan sonrasında ulaşımın çoğu malum vaporettolar ve yürüyerek.

Gitmeden önce okuduğum yazılarda 1 günün yeterli olduğu söyleniyor ama atmosfer o kadar etkileyici ki insan orada daha az turistin olduğu zamanda en az bir iki gün daha keyif yapmak istiyor.


Yeme -içme konusunda listemizde olanların birkaçı pazartesi kapalı olduğundan bir sonraki sefere denenmek üzere kaldılar.

Öğlen atıştırma mekanı Vedat Milör'ün de tavsiye ettiği Muro Vino E Cucina adlı cicchetteria. Venedik'te İspanyolların tapasının karşılığı ciccheti, onların yenip yanında bir şeyler içildiği barlara ise cicchetteria deniyor.


Bu mekanlar gerçekten çok keyifli özellikle de içi sevimli İtalyan amca ve teyzeler ile doluysa..



Akşam yemeğimiz ise İtalya'da yediğimiz en iyi ikinci pizzanın adresi Da Mamo. Tarafımdan keşfedilen Da Mamo'nun Deniz mahsullü pizzası muhteşem kesinlikle denenmeye değer.



Venedik’e gelipte peki gondol'a binmeden dönmek olur mu. Olmazzzz(mış).Mantık ve duygu arasında gidip gelen düşüncelerimiz en son gondolcu abinin bize yaptığı neredeyse %40 'lık indirimle son buldu.Bir anda gondolda bulduk kendimizi.Eğer gerçektende gondolla dolaşmak istiyorsanız mutlaka pazarlık edin ve hemen ilk konuştuğunuza binmeyin.Siz pazarlık etmesenizde konuştuğunuzu gören diğerleri sizi yakalıyor fiyatlarını indiriyorlar. Evet artık biraz daha turistik bir aktivite olabilir ama yinede romantik bir aktivite(tabi cümbür cemaat yapanları saymıyorum ) gondolla kanallar arasında dolaşmak.Hele o gondolcuların performansları gerçekten takdire değer.

Şimdi sıra Floransa'da..

13 Temmuz 2011 Çarşamba

İtalya Gezi Notları 3.Gün Napoli



Roma'dan Napoli'ye trenle sabahtan yola çıktık. Daha önce okuduğumuz yazılardan açıkçası biraz tedirginliğim vardı Napoli hakkında. Ama İstanbul'da yaşayan biri olarak Napoli'de neymiş ana fikriyle biraz daha sakinleşmiştim. Zaten Napoli ile beklentimiz Pompei'yi görmek ve güzel pizzalarından yemekti.




Napoli Garibaldi İstasyonundan yürüyerek neredeyse 5 dk mesafede olan otelimize giderken bile gördüklerimiz ağzımızın açık kalmasına yeterli oldu.


Otelden sonra ilk durak Pompei. Pompei'ye Garibaldi'den kalkan Circumvesuviana treniyle gidiliyor. Yaklaşık 20 dk.da bir tren mevcut. Pompei, Scavi Villa Misteri durağında indikten sonrada 5 dk. uzaklıkta sizi karşılıyor. Eğer zamanınız varsa ve görmekte istiyorsanız yine buradan Vezüv Yanardağına giden turistik otobüslerde mevcut.



Napoli sokakları tam anlamıyla çöp dağları ile dolu. İnanılmaz.Şehir uzun zamandır bu konu hakkında alarm veriyor. İtalya'da olduğumumz süre içinde hemen hemen Napoli'nin çöp sorunuyla ilgili haberler vardı.





Napoli'nin tabiki en meşhur yiyeceği Pizza. Gitmeden önce Hem Vedat Milor'un İtalya kitabından hem de buradan bulduğum bütün pizzacılar Via Tribunali'de. Ama bingo pazar günü olmasından dolayı buradaki bütün dükkanlar kapalı.Açık olanlar da 15.00-19.00 arası siesta'da. O yüzden Napoli yeme içme maceramız otelimiz yakınlarındaki ilk bulduğumuz kantine benzer bir mekanda sonlanıyor. Yan masada da sanki Baba filminden çıkmış Pazar ayininden dönen bir aile eşliğinde hem de.

Pazar haricinde bir gün giderseniz işte uğramanız gereken tescilli pizzacılar.

Di Matteo
I Decumani
Pizzeria Del Presidente


Napoli'de diğer  ünlü olanlar ise Baba,Sfogliatelle ve Limoncello likörü.. Tatlılar konusunda da malesef her yer kapalı olduğundan Garibaldi Terminal kafelerinde deneme yapabildik. Bu tatlıları eminim daha iyi yapanlar vardır.

Aslında Napoli'nin sokakları tam fotoğraflık. Ama ortama gidince insan ister istemez biraz geriliyor rahat rahat gördüğü kareleri belgeleyemiyor. Tamam başımıza birşey tabiki gelmedi ama yolda park etmiş arabaların yarısında  hiç görmediğimiz direksiyon kilitlerini ve magnetlerinde bile hırsızlıklarını kabul etmiş olmalarını görmek gerilmek için yeterli bir sebep bence.

Napoli tabiki de Capri Adası,Pompei ve Amalfi kıyılarına yakınlığı sebebiyle görülesi bir yer haline geliyor.
Biz bir daha gitmek istermiyiz peki hiç sanmıyorum :))

Son bir bilgi de Garibaldi Terminalinden havaalanına ulşamak ile ilgili.Alibus adındaki otobüsler şehire çok yakın olan havaalanına 20dk'de bir sizi ulaştırıyor.

11 Temmuz 2011 Pazartesi

İtalya Gezi Notları 2.Gün Roma (Ritüeller)

Hani Roma'ya bir kereden fazla gittik ya artık bizim de Roma ile ilgili ritüellerimiz var. İşte bunlar ..
San Pietro Meydanı -Papa'yı ziyaret


Geçen sefer Vatikan müzelerini gezmiş, diğer kısma yorgunluktan dolayı geçememiştik. Bu sefer kahvaltıdan sonra ilk iş oraya gitmek oldu. Ama sabahın onunda bile buradaki devasa kuyruğu görünce meydana bir merhaba diyip Roma'nın en sevdiğimiz diğer meydanlarına dönmek zorunda kaldık.

Piazza Navona-Roma'nın en sevdiğimiz meydanı

Hem gündüz, hem gece burada olmayı seviyoruz. Bernini'nin çeşmesi hayranlık verici.

Tazza D'oro-Mmmmm kahvemi demiştik.
Tazzo D'oro Roma'nın en eski kahve mekanlarından. Gerçi her yerde içtiğimiz kahveler muhteşem ama burası da artık Roma'nın klasiklerinden. Pantheon'un çok yakınında.

Cul de Sac-Bizim 1 numaralı favorimiz.


Bu seferki gelen menüyü görmeliydiniz. Ömrümde bu kadar fazla çeşit şarabı ben  hiç bir yerde görmedim. Gerçi biz yine dayanamayıp geçen seneki seçimimizi yaptık. Şiddetle tavsiye edilir.

Campo de Fiori-Rengarenk..

Tamam biraz turistik olmaya başlamış olabilir ama yine o renklerin içinde olmak orada dolaştıktan sonrada Obika'da güzel bir latte içmek adetten oldu artık.

6 Temmuz 2011 Çarşamba

İtalya Gezi Notları 1. Gün Roma ( İlk göz ağrısı )


Roma bizim sevgiliyle beraber gittiğimiz yurtdışındaki ilk şehrimiz,Ayhan abi'nin dediği gibi evimiz :)).O yüzden bu uzun İtalya tatilimizde de ilk günü ona ayırmak istedik. Şöyle hiç yeni bir şeyler keşfetmeden dolaşmak, keyif yapmak istedik.
Daha öncekinden tek farkı kaldığımız otelin şehrin merkezi Termini istasyonuna yürünecek mesafede olmasıydı.Böylece yapılacak keyif sayısı daha da uzun olacaktı.


Blu-express'in uçuş seferleriyle ilgili bize yaptığı sürprizin güzel tarafıyla (ki  diğer tarafıyla halen uğraşıyoruz) 2 gece 1 gün planlanan Roma bölümüne bir akşam üstüyü daha ekledik.

İtalya seyahatimizin otel araştırmasını yaparken bakılacak sitelere yeni birini daha ekledim bu arada. Nozio sayesinde yüksek sezonda Termini'nin çevresindeki leş otellere vereceğimiz paraya çok sevimli bir otel bulduk. Geçen sene gittiğimiz Da Vincenzo'ya otelimizin yakın olmasıda süper oldu. İtalya seyahatinin Roma bölümü geçen sefer yapılanların tekrarı gibi oldu. Roma ritüellerimiz bir sonraki yazıda..

30 Haziran 2011 Perşembe

29 Haziran 2011 Çarşamba

The Trip


                                         The Trip


Günler güzel ve yoğun geçerken,radyoda Micheal Caine'nin sesi gün içinde dönerken, ve tam da bizimkinden yeni dönmüşken bir film tavsiyesi "The Trip"
The Trip bu seneki festivalde seyrettiğimiz en güzel filmdi. Gezmeyi ve yemek yemeği seviyorsanız mutlaka seyredilmesi gerek bence.
Detaylar ve kısa video klipler için buraya bir tık !!

Bizimkisi mi detaylı olarak çok yakında inşallah :))

19 Mayıs 2011 Perşembe

30+3


Doğum günlerimde buraya yazmak adetten olduya artık birşeyler yazmazsam olmaz. İnsan içten dileğince istekleri gerçekleşiyor herhalde.Ya da zamanı gelince :) 

30+4 'e daha güzel günlere sevdiklerimle...

4 Mayıs 2011 Çarşamba

İstanbul Caz Festivali 2011

İstanbul Caz Festivali'nin programı açıklanmış. Daha detaylı olarak inceleyemedim ama göz ucuyla bakarken Lizz Wright'ı gördüm. Çok sevindim. Detaylı incelemeler için hep beraber buraya bir tık!!

10 Mart 2011 Perşembe

İstanbul Film Festivali 2011!

Blogger'a girip girememek mesele. Bir açılıyor, bir o malum karar çıkıyor ekrana. Hazır açılan zamanını yakalamışken kimin okuyacağını bilmeden duyuruyorum efendim. Zira adetten oldu artık. Bu seneki film festivanin programı açıklandı. 30. yıl dile kolay.

Program için buraya bir tık !!. Tabi buradan tıklayabilirseniz....

16 Şubat 2011 Çarşamba

Münih 2.gün

Münih'te ikinci gün daha az turistik, şehrin havasını, insanlarını anlamak, güzel fotoğraflar çekmek için planlandı tarafımızdan. İşte rotamızdaki noktalar...





KPMG Building ,Bina şu anda tadilat halindeydi ama yine de merdiveni sevgili gayet başarılı bir şekilde çekebildi.


Walking Man ,17 m uzunluğunda çelik konstrüksiyondan yapılmış muhteşem yürüyen adam figürü


English Garden, Avrupa her şehrin kocaman parkları var malum .Mühin'in ki de English Garden. Bu puslu ,soğuk hava da bile o kadar güzeldi ki. Biz olsak bu havada evde polar battaniyeyi çekip üstümüze film seyrederdik ama Münihliler öyle değil parkın içinde koşanla, ata binenler, futbol oynayanlar  doluydu. Kızarmış yanaklarıyla oksijeni bünyeye çekiyorlardı.


Alter Peter , Münih'i ayaklarınızın altına alabileceğiniz kule. Çıkarken soluksuz kalacaksınız :)) Çıktıktan sonra karşınıza çıkan manzarayı gördüğünüzde de..

14 Şubat 2011 Pazartesi

Münih 1.gün BMW Müzesi ve sonrası


Hani Stuttgart'ta Mercedes ve Porsche müzesine gitmiştik ya Münih'i araştırırken bir baktım ki BMW 'nin müzesi de buradaymış. Seriyi tamamlamak adına yağmurlu başlayan ilk günümüzde otelden direkt BWM müzesi ve BMW Welt'i görmeye gittik.

Müzeye ulaşmak metroyla tabi ki de çok kolay oldu. Diğer müzelere göre BWM müzesi daha küçüktü. Ama tasarım ve yerleşim başarılıydı .

Zaten herşeyi geçtim bu sevimli şeyi görmek için bile gelinmeliydi bence.


Müzeyi gezdikten sonra şansımızda yağmur dindi. Hava soğuktu ama yağmur yağmaması önemliydi tabi.



Yemek olayını Lowenbrau'de hallettikten sonra Marienplatz'ı ilk keşif ve biraz alışveriş caddesinde dolaşmak ile geçti vakit. Münih'teki alışveriş adına en güzel şey bu mağazaydı herhalde. Bizdeki büyük alışveriş zincir mağazaları düşünün( altı katlı olanını) ama içerisinde sadece kış sporları ile ilgili aklınıza gelebilecek her türlü malzeme ve aksesuarın bulunduğunu. Benim gibi atkı bere düşkünleri burada kendini kaybedebilir .Mutlaka uğranması gereken bir yer .....


Münih'in sabit pazarı Viktualienmarkt peynir tutkunları tarafından cumartesi günleri mutlaka uğranması gerekenlerden.