16 Şubat 2011 Çarşamba

Münih 2.gün

Münih'te ikinci gün daha az turistik, şehrin havasını, insanlarını anlamak, güzel fotoğraflar çekmek için planlandı tarafımızdan. İşte rotamızdaki noktalar...





KPMG Building ,Bina şu anda tadilat halindeydi ama yine de merdiveni sevgili gayet başarılı bir şekilde çekebildi.


Walking Man ,17 m uzunluğunda çelik konstrüksiyondan yapılmış muhteşem yürüyen adam figürü


English Garden, Avrupa her şehrin kocaman parkları var malum .Mühin'in ki de English Garden. Bu puslu ,soğuk hava da bile o kadar güzeldi ki. Biz olsak bu havada evde polar battaniyeyi çekip üstümüze film seyrederdik ama Münihliler öyle değil parkın içinde koşanla, ata binenler, futbol oynayanlar  doluydu. Kızarmış yanaklarıyla oksijeni bünyeye çekiyorlardı.


Alter Peter , Münih'i ayaklarınızın altına alabileceğiniz kule. Çıkarken soluksuz kalacaksınız :)) Çıktıktan sonra karşınıza çıkan manzarayı gördüğünüzde de..

14 Şubat 2011 Pazartesi

Münih 1.gün BMW Müzesi ve sonrası


Hani Stuttgart'ta Mercedes ve Porsche müzesine gitmiştik ya Münih'i araştırırken bir baktım ki BMW 'nin müzesi de buradaymış. Seriyi tamamlamak adına yağmurlu başlayan ilk günümüzde otelden direkt BWM müzesi ve BMW Welt'i görmeye gittik.

Müzeye ulaşmak metroyla tabi ki de çok kolay oldu. Diğer müzelere göre BWM müzesi daha küçüktü. Ama tasarım ve yerleşim başarılıydı .

Zaten herşeyi geçtim bu sevimli şeyi görmek için bile gelinmeliydi bence.


Müzeyi gezdikten sonra şansımızda yağmur dindi. Hava soğuktu ama yağmur yağmaması önemliydi tabi.



Yemek olayını Lowenbrau'de hallettikten sonra Marienplatz'ı ilk keşif ve biraz alışveriş caddesinde dolaşmak ile geçti vakit. Münih'teki alışveriş adına en güzel şey bu mağazaydı herhalde. Bizdeki büyük alışveriş zincir mağazaları düşünün( altı katlı olanını) ama içerisinde sadece kış sporları ile ilgili aklınıza gelebilecek her türlü malzeme ve aksesuarın bulunduğunu. Benim gibi atkı bere düşkünleri burada kendini kaybedebilir .Mutlaka uğranması gereken bir yer .....


Münih'in sabit pazarı Viktualienmarkt peynir tutkunları tarafından cumartesi günleri mutlaka uğranması gerekenlerden.

9 Şubat 2011 Çarşamba

Münih Notları



Viyana'da geçen 1,5 günün ardından sabah çok komik bir rakama iç hatlardan Münih'e geçiş yaptık. Bayramın son 2,5 gününü de Münih'te geçirdik.

Almanlar Stuttgart'da olduğu gibi bir kez daha düzenleriyle kendilerini hayran  bıraktılar. Her şey tıkır tıkır mı işler  bir şehirde.

Hani Viyana'nın toplu taşımasına hayran kaldık dedim ya Münih'in toplu taşıması tapılacak vaziyette demek istiyorum. Buraya gelmeden önce şu haritayı anlamak bile bayağı bir zaman almıştı doğrusu.



Havaalanından şehrin merkezine Hauptbahnhof'a S1 veya S8 olarak iki tane tren hattı var. Şehre ulaşabilmek için 4 zonluk bilet almanız yeterli. Yaklaşık 40-45 dk içinde merkez istasyonda oluyorsunuz.
Bundan sonra yapmanız gereken istasyonlardaki kiosklardan kalacağınız güne göre toplu taşıma biletinizi almak.
Münih'in City Tour Card diye bir uygulaması var. Eğer iki kişi ya da aile olarak gittiyseniz bu uygulama inanılmaz ekonomik oluyor. Bir sürü yerde de indirimleri mevcut .
Yine merkez istasyondan çıkmadan danışmadan da Münih ile ilgili şehrin ulaşım ağını dahil eden ücretsiz broşürü de almayı unutmayın derim.

Münih'in toplu taşıması ile ilgili her şey burada. Ve Münih ile ilgili her şey de burada.

Toplu taşıma bu kadar iyi olunca şehrin neresinde kalırsan kal çok önemli bir problem oluşturmuyor. Bizim tercihimiz yine İbis otellerden yana. Uzun zaman önceden kalacak yerinizi ayarlarsanız Accor oteller grubu bayağı ekonomik konaklamayı sağlıyor.

Münih deyince tabi ilk akla Oktoberfest geliyor. Diğer  zamanlarda da Münih çok keyifli vakit geçirilebilecek bir şehir. Aslında hava güzel olduğunda bu bira şehrinin yakınlarındaki  masallarda dinlediğimiz şatoları görmek bile mümkün.


 Biraları ile  bizi mest eden  Münih için yemekleri konusunda aynı şeyi söyleyemeyeceğim malesef. Gerçi damak zevki tabi ki. Biz biraların yanında kızarmış patates ve türevlerine alıştığımızdan ve İngilizce menülerin normal menülere göre oldukça kısa olmasından bir türlü istediğimiz tatları bulamadık. O kadar komik ki ilk bira durağımızda ben  biramı Hollandese soslu buharda sebzeler eşliğinde içtim. Allahtan Nordsee vardı. O muhteşem balık çorbası bizi kendimize getirdi. O kadar iyi geldi ki farklı yerler denemeyi sevmemize rağmen ikinci akşamımızda da riske atmak istemeyip orada yedik yemeğimizi. Tabi belirtmek isterim Münih'teki Nordsee'nin İstanbul'daki kardeşiyle alakası bile yok. Restoranda istiridye bile vardı  o kadar. Fast food istiridye. :))

Münih'in en merkez meydanı MarienPlatz  Frauekirche, Rathaus, Alter Peter, Viktualienmarktz, Hofbräuhaus gibi görülmesi gereken yerlerin hepsi, alışveriş mağazaları Marienplatz çevresinde.

Münih ile ilgili genel detaylar böyle iki gün yapılanlar daha sonraki günlerde ...

8 Şubat 2011 Salı

Wien Christkindmarkt


En güzel Christmas hazırlıkları Rathaus meydanında.




Gündüz güzel,


Ama  gece bir başka güzel.

7 Şubat 2011 Pazartesi

Hundertwasserhaus



Viyana'da herhalde en çok görmek isteğim yerdi Hundertwasser House. Hundertwasser House 1983-86 yılları arasında Avustralyalı sanatçı Friedensreich Hunderwasser tarafından yapılmış Viyana'nın sembollerinden biri olmuş, en fazla ziyaret edilen  apartmanı.  
 

Hundertwasser House Viyana'nın Landstraße district bölgesinde. Daha detaylı bilgi için buraya.

Ayrıca ünlü takı markası Fred Wille'nin  de buranın ismini taşıyan, tıpkı burası gibi rengarenk bir koleksiyonu var.
 

3 Şubat 2011 Perşembe

2010'dan kalanlar Viyana Notları


Uzun bayram tatilinin bir bölümünü değerlendirmek adına planlanan 4 günlük kısa tatil planımızın birinci durağıydı Viyana. Mevsim kış olunca hem de Christmas kutlamalarına  denk gelince çok güzel bir 1,5 gün geçti burada.
Ama bu kadar kısa sürede verimli geçirebilmek için bayağı bir çalışma yapmak gerekti onu da belirtmem gerek.


Ulaşım &Konaklama

Viyana toplu taşıma konusunda hayran olunabilecek Avrupa şehirlerinden bence. Gelişmiş bir metro ağı, bir çok otobüsü, tramvayı ve treni mevcut.

Havaalanından şehre ulaşabilmek için üç alternatifiniz var. Birincisi direkt Wien Mitte istasyonuna  16 dk'da hiç durmadan giden City Airport Train (CAT). İkincisi normal S-Bahn Tren Hattı, son olarak Post Bus otobüs hatları. Normal tren hatları da yaklaşık 24dk'da Wien Mitte'ye ulaşıyor. Havaalanından otobüslerde şehrin çeşitli ana noktalarına 25 ila 45 dk arasında ulaşıyorlar. Bunlar arasında kalacağınız yere göre seçim size kalmış. Hepsinin fiyatları hemen hemen aynı.

Daha detaylı bilgi için işte linkler;




Şehir içi toplu taşıma içinde Metro,Gece Otobüsleri vs. buradaki bilgilerden yararlanabilirsiniz.

Kentin turistik önemli noktalarını oturduğunuz yerden görmek istiyorsanız Ring Tram diye bir tramvay hattı var. O da yararlı olabilir.


Gelelim konaklama olayına. Tabi ki bir sürü güzel otel  mevcut. Şehrin merkezindeki oteller biraz pahalı. Hedef temiz odada konaklama olduğundan ve toplu taşımada süper olduğundan bence merkezde kalmaya gerek yok. Biz tercihimizi buradan yana kullandık 5-10 dakikada hop şehir merkezindeydik.

Bence kısa süreli seyahatlerde Vienna Card pek kullanışlı değil. Ama yine de hem Viyana'yı detaylı hem de kartın şartlarını incelemek isterseniz doğru buraya bakmanız gerekiyor. Bu site çalışmalarımı yaparken bayağı yardımcı oldu doğrusu.



Gidiş zamanımızın en güzel yanı herhalde Christmas hazırlıklarına denk gelmesiydi. Her sene Kasım ayının 12 'den itibaren şehrin belirli yerlerinde standlar kuruluyor. İnsanlar hem yılbaşı hazırlıklarını yapıyorlar hem de  Gluewien (bildiğiniz sıcak şarap) içerek keyiflerine keyif katıyorlar. Bu pazarların en güzeli Rathaus meydanında olanıydı bence.Viyana'da olduğumuz iki gece boyunca otelimize gitmeden önce uğrak noktamız oldu. 

Christkindlmarkt mutlaka ajandaya kaydedilmesi gerekenlerden.

Yeme, içme konusunda süre az olduğundan çokta fazla alternatif denememiz olmadı aslında. Ayak üstü atıştırmak için iki tane alternatif var Viyana'da .Birincisine çok da uzak değiliz İstanbullular olarak Duran Sandwiches tıpkı İstanbul'da olduğu gibi Viyana'nın da birçok yerinde mevcut. Ne de olsa ana vatanı :)). Duran'a alternatif  Viyana'da daha ünlü olan birde Trzesniewski var. Dilimleri onlarında mevcut.

Kafelere gelince bizim tercihimizin ilki  şu çookk meşhur Sacher Torte'si olan Sacher Cafey'di.  Pekte öyle süper birşey değil laf aramızda bildiğin çikolatalı pasta. Ama mutlaka yemeliyim diyenler deneyebilir. İkincisi ise dekorasyonunu bile senelerdir değiştirmemiş olan Cafe Hawelka. Kafenin İngilizce menüsü bile yok bu arada. Smokinli garsonu beline bağlı para çantasıyla geliyor siparişinizi alıyor. Biz bu arada kahvaltı etmeye kalktık ama yiyecek bir şey bulamadık ama kahvesinin lezzetine diyecek yok.

Gurme alışverişi konusunda bizi çıldırtan mekan Julius Meinl'di. Eve direkt  dönecek olsak herhalde burada alışveriş konusunda kendimizden geçebilirdik. O güzelim birbirinden farklı lezzetlere baka baka iç geçirdik.


 Stephansdom, Hofburg Palace, Museumquartier, Karlskirche, Parlemento binası, Rathaus, Beldevere Sarayları ve Klimt koleksiyonu, Stadtoper, Hundertwasser House'da görülmesi gereken mekanlardan...

Viyana daha denenecek bir sürü kafesiyle ,gittiğimiz yemek mekanlarında bulunamayan Dana Schnitzel'i ile, Stadtoper'de dinlenecek Strauss ya da Mozart'ı ile akıllarda kaldı. Benim için kış şehri olan Viyana kesinlikle havaların güzel olduğunda fırsat bulunduğunda bir daha gelinecek bir yer olacak.